,
İtalyanca kökenli olan "La Grande Aquila", kelime anlamı olarak "Büyük Kartal" demektir. Bu ifade, tarih boyunca kudretli liderleri, imparatorluk kurucularını ve savaş alanlarında stratejik dehaları nitelemek için kullanılmıştır. Kartal, Batı medeniyetlerinde asaletin, gücün ve hâkimiyetin sembolüdür. Roma İmparatorluğu’ndan Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’na kadar pek çok büyük imparatorlukta kartal, devlet armasında yer almıştır. Bu nedenle, bir kişiye "La Grande Aquila" unvanının verilmesi onun sadece bir hükümdar değil, aynı zamanda bir dünya düzenini etkileyebilecek ölçüde kudretli bir figür olduğuna işaret eder.
"La Grande Aquila" lakabı, Fatih Sultan Mehmet Han’a verilmiştir. 1453 yılında İstanbul’u fethederek Orta Çağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı açan Osmanlı padişahı, yalnızca Türk-İslam dünyasında değil, Avrupa'da da derin etkiler bırakmıştır. Onun askeri zekâsı, sanata olan ilgisi, çok dilli eğitimi ve hoşgörülü yönetimi Batılı entelektüel çevrelerde hayranlıkla karşılanmış, dönemin Avrupalı tarihçileri ve diplomatları tarafından bu tür unvanlarla onurlandırılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet’in “La Grande Aquila” olarak anılmasının birkaç önemli nedeni vardır:
Avrupa’nın Hristiyan dünyası için büyük bir merkez olan İstanbul’un fethi, Batı’da derin bir şok etkisi yaratmıştır. 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu’nun başkentini alan bir lider, Avrupa’nın gözünde sadece bir Türk padişah değil, imparatorluk kurucu bir figür olarak anılmıştır.
Sultan Mehmet, kuşatma teknolojisi, harp stratejisi ve uzun vadeli planlamasıyla sadece doğudaki rakiplerini değil, Batı’daki kralları da hayran bırakmıştır. Kartal, yüksekten bakan ve avına kusursuz bir şekilde dalan bir yırtıcı olarak tanımlandığı için, onun askeri başarıları bu benzetmeyle örtüşür.
Mehmet Han, Arapça, Farsça, Yunanca, Latince ve Slav dilleri dahil birçok dili okuyup anlayabiliyordu. Bu entelektüel birikim, onu yalnızca bir fatih değil, "evrensel hükümdar" sıfatına yaklaştırdı. Batılı düşünürler gözünde bu, Rönesans prenslerine benzer bir profil çiziyordu.
Osmanlı'yı Roma mirasçısı ilan edecek kadar ileri görüşlü olan Fatih, hem İslam dünyasının hem de Bizans'ın devamı olduğunu savunmuştu. Avrupa’da bu, Roma’nın yeniden dirilişi gibi algılandı ve kartal sembolü, eski Roma’nın mirasına bir gönderme olarak "La Grande Aquila" unvanıyla kendisine yansıtıldı.