,
Bektaşi töresi, 13. yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve Anadolu'nun İslamlaşmasında önemli rol oynayan Hacı Bektaş-ı Veli’nin öğretilerine dayanan bir ahlaki ve kültürel sistemdir. Alevi-Bektaşi inanç sistemi içinde gelişen bu töre, insan merkezli bir yaklaşımla; barış, hoşgörü, eşitlik ve adalet kavramlarını esas alır.
Töre, sadece dini ritüelleri değil, bireylerin gündelik yaşamda nasıl davranmaları gerektiğini de belirler. Sözlü gelenek yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılan bu öğretiler, yüzyıllar boyunca Anadolu’nun sosyal dokusunda etkili olmuştur.
Bu üçlü öğüt, Bektaşiliğin özüdür.
Bu öğüt, kişinin hem kendine hem çevresine karşı sorumlu ve ahlaklı olmasını teşvik eder.
Toplumda ayrışma yaratacak düşünce ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Bektaşilikte birlik ve beraberlik esastır.
İnsanın kemale ermesi için geçmesi gereken manevi ve ahlaki aşamaları simgeler: Şeriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat.
Hakkaniyet ve adalet duygusu Bektaşi töresinde merkezde yer alır. Başkasının hakkına tecavüz etmek en büyük günahlardan sayılır.
Toplum içinde saygılı olmayı, büyük-küçük ilişkisini, sözün yerini ve zamanını bilmeyi kapsar.
Yeniçeri Ocağı, Osmanlı’nın en güçlü askeri yapılarından biriydi ve bu ocağın manevi lideri Hacı Bektaş-ı Veli kabul edilirdi. Yeniçeri askerleri, Bektaşi tekkelerinde ruhani eğitim görür ve bu inanç sistemiyle şekillenirlerdi. Bektaşi töresi, Yeniçerilere sadakat, disiplin, merhamet ve erdemli davranışlar kazandırmak amacıyla aktarılırdı.
Bu bağ nedeniyle, Bektaşilik uzun süre Osmanlı’nın hem askerî hem de manevi yapılarında derin etkiler bırakmıştır. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kapatılmasıyla birlikte, Bektaşilik de baskı altına alınmış ve tekkeleri kapatılmıştır.
Hacı Bektaş-ı Veli, Bektaşilik tarikatının kurucusu olarak kabul edilir ve Yeniçeri Ocağı’nın manevi kurucusu sayılır. Onun "ocak" ve "kazan" kavramlarına yüklediği anlamlar, Bektaşi töresinin temelini oluşturur.
Rivayete göre:
Hacı Bektaş-ı Veli, ocağa bir kazan bağışlamış ve bu kazan, Bektaşi dergâhının kutsal eşyalarından biri olmuştur. Bu kazan, birlik, paylaşım, adalet ve sabır gibi kavramların sembolüdür.
Bugün, Hacı Bektaş-ı Veli’nin Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki dergâhında, bu kazan korunmaktadır. "Kutsal kazan" olarak da bilinen bu bakır kazan, Bektaşilikte törenlerin merkezi unsurudur.
Bugün Bektaşilik, özellikle Balkanlar, Ege Bölgesi, İç Anadolu ve Trakya gibi bölgelerde varlığını sürdürmektedir. Alevilik ile yakın bir ilişki içinde olan Bektaşilik, günümüzde daha çok kültürel ve felsefi yönleriyle tanınmaktadır.
Cumhuriyet döneminde tekkelerin kapatılmasıyla resmî yapısı zayıflasa da, dernekler, vakıflar ve cem evleri aracılığıyla Bektaşi öğretisi yaşatılmaya devam etmektedir.
Uluslararası alanda da ilgi görmektedir; özellikle Avrupa’da yaşayan Alevi-Bektaşi toplulukları bu geleneği aktif şekilde sürdürmektedir.